Hayat kocaman bir lunapark aslında, içinde gezip keyif aldığınız yeşillikleri, salıncakları, atlı karıncaları, oturup dinlendiğiniz bankları, korktuğunuz korku tünelleri, hissettiğiniz heyecan mı endişe mi korku mu anlamadığınız roller coaster ları olan dev bir lunapark...
Giriş ücretini sizin yerinize anne babanız ödemiştir zaten... İlk önce güzel bir bank bulup oturursunuz, pek bir şeyin farkında olmadığınızdan etrafı seyredersiniz, hangisine binsem hangisine binsem derken en güvenli zannettiğinize, atlı karıncaya koşarsınız... Bir iki tur herşey güzel derken elinizi bir an boşluğa atar sendelersiniz, o ise size elini uzatmaz ve düşersiniz, dizinizdeki ilk yara ile tanışırsınız... Yine o en baştaki banka gider biraz ağlarsınız, anneniz okşar öper babanız bişey olmaz çocuğum der susarsınız...
Derken biraz büyür daha güzelini istersiniz, gözünüze o kocaman salıncağı kestirir ona koşarsınız... İleri geri herşey harika derken, arkadan hiç ummadığınız biri öyle bir iterki sizi, dengeniz bozulur düşersiniz, dizinizdeki yaraya tam da yeni alışmışken kolunuzu dirseğinizi kanatırsınız, bankınıza geri döner oturur ağlarsınız, bu kez anneniz de okşamaz, öpmez... kendi kendinize bir süre sonra susarsınız...
Biraz daha büyürsünüz, etrafı gezerken biriyle tanışırsınız, size çok heyecanlı gelir, seversiniz, birlikte eğlenelim dersiniz.. Gel der korku tüneline girelim, önce reddedersiniz, sonra gözlerinize bakarsınız, ben seni korurum der, aldanırsınız, tünele girer ve karanlıkta ilerlersiniz... Korkunç yaratıklar, size zarar vermek isteyen değişik canlılar, ürkütücü ışıklar çıkar önünüze her bir adımda, elinizi uzatırsınız, tünele girdiğiniz o kişiyi bulamazsınız, seslenirsiniz duyuramazsınız, koşarak çıkmaya çalışırsınız, sağa sola çarpa çarpa ışığı bulursunuz... Dışarı çıktığınızda nefes nefese kalmışsınızdır, ağlayarak yine bankınıza dönersiniz... Nasıl inanırım ki dersiniz, birazda içten ağlamayı öğrenirsiniz, artık bunu kimse görmüyor diye her aklınıza geldiğinde içinize ağlarsınız, yorulduğunuzda da ağladığınızda da koşup oturduğunuz bankınızda...
Derken biraz daha büyürsünüz... Artık herşeyi öğrendim dersiniz... Kalkıp biraz daha gezeyim diyerek yola koyulursunuz, korku tünelinin önünden geçerken bile dimdiksinizdir, ilerideki çığlıkları duyar oraya yönlenirsiniz, raylar üzerinde ufak bir tren, metrelerce yükseğe çıkıyor ve son sürat aşağı iniyor.. O dimdik haliniz, özgüveniniz biraz sarsılır... Ama son oyuncaktır, denemek istersiniz, kararsızsınızdır.. Derken sırtınızda bir el ve hayırdır korktunuz mu, çok eğlencelidir, birlikte binelim istersen diyen yabancı bir ses... Döner bakarsınız yabancı elin yabancı bir yüzü... Aklınıza korku tüneli gelir, ama bir kez daha güvenmek istersiniz, peki dersiniz...
Yolculuk başlar, bu kez her şey çok farklıdır, o korku ve heyecan dolu yolda eli hep omzunuzdadır, savurucu virajlarda size sarılır... çok mutlusunuzdur, bu sefer buldum galiba iyi birini dersiniz, yolculuk biter.. tren durur... yere inersiniz, heyecan korku gitmiş, içinizde geriye bir tek mutluluk kalmıştır... derken görüşürüz çok sağol der o yabancı ses, yüzüne bakarsınız, bitti mi dersiniz içinizden, kendine iyi bak, eğlenceliydi gerçekten der ve gider güvendiğiniz ikinci yabancı...
İçinize ağlarsınız bankınıza döner... dizinizdeki yaralar kabuk bağlamış iyileşmiş, kolunuzda dirseğinizde çizik dahi kalmamış, göz yaşlarınız bitmiştir, ama içiniz paramparçadır... gözyaşlarınız içinize dolmuştur... bu kadar yeter dersiniz, bankınıza uzanır düşünmeye başlarsınız... Nerede hata yaptım? Artık çok geçtir, ışıklar söner, bekçi gelir ve dışarı çıkmanız gerektiğini söyler... Bankınızdan ayrılırsınız, anne babanızın giriş ücretini ödediği o kapıdan, bütün heyecanlarınızı, korkularınızı, mutluluklarınızı, gözyaşlarınızı içeride bırakarak sessizce çıkar gidersiniz....
Korku tüneline bineceğiniz kişiyi de, roller coaster a bineceğiniz kişiyi de iyi seçin... Sallanırken arada arkanıza bakmayı ihmal etmeyin... Atlı karıncayı sevin, ama üzerindeyken tek başınıza olduğunuzu unutmayın, en önemlisi de hep geri dönüp dinlendiğiniz o bankı çok ama çok iyi seçin... Giriş çıkış kapısını, bekçinin gelme zamanını dert etmeyin, onları zaten değiştiremez, seçemezsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder